Ticari amaçlı bir grup değiliz sahneye çıkmayız

Hatırla Sevgili’, ‘Elveda Rumeli’ ve ‘Aşka Sürgün’ gibi birçok dizinin müziğini yapan beş kişiden oluşan ekip; ticari bir amaç için biraraya gelmediklerini, yalnız müzik yaptıklarını söylüyor..

Son dönemde dizi müzikleri dendiğinde ilk onların ismi akla geliyor. Kemal Sahir Gürel,Hüseyin Yıldız, Erdal Güney, İrşad Aydın ve Ayşe Önder‘den bahsediyoruz. Bu beşli; başta ‘Hatırla Sevgili’ ve ‘Elveda Rumeli’ olmak üzere ‘Yemin’, ‘Esir Kalpler’, ‘Aşka Sürgün’ ve ‘Kurşun Yarası’ gibi birçok dizinin müziklerine imza atmış.

FİLMLERİ DE VAR
Son dönemde ise ‘Gitmek’ isimli sinema filminin ve ‘Çarşı Grubu’nun belgeseli olarak tanınan ‘Asi Ruh’un müziklerini yapan ekip, yeni sezonda da birçok dizinin müziğini hazırlayacaklarını söylüyor.

* Nasıl bir ekipsiniz?

Kemal Sahir Gürel: Film ve dizi projeleri için müzik çalışması yapıyoruz. Yani sahne grubu değiliz. Başlangıçta Erdal (Güney) ve Hüseyin (Yıldız) ile ‘Hatırla Sevgili’ üzerinde çalışıyorduk. Daha öncesinde de ‘Hasret’, ‘Dicle’, ‘Aşka Sürgün’ ve ‘Esir Kalpler’ dizilerinin müziklerini beraber yapmıştık. ‘Elveda Rumeli’ ile birlikte ekibimize Ayşe (Önder) ve İrşad (Aydın) da katıldı. Şu anda beş kişilik bir ekibiz. Ama ekibin bir araya gelmesi ticari amaçlı değil. Birlikte müzik yapmayı, üretmeyi seven bir ekibiz. Ekibin varlık nedeni bu.

* Dizi müziği yapmak nereden aklınıza geldi?

Hüseyin Yıldız: Bu aklımıza birdenbire gelen bir şey değil. Kemal’in; ‘Aşka Sürgün’, ‘Hasret’ ve ‘Esir Kalpler’ için çalışırken beni çağırmasıyla başladı. Sonra da beş kişi olduk.

K.S.G.: 1981 yılından beri müzik hayatının içindeyim ve başladığım günden beri, görüntü üzerine müzik yapmak istiyordum. Görüntünün üzerine müzik yapmak ya da müziği sinema ile birleştirmek gerçekten zengin, yaratıcılığı çok kamçılayan bir durum.

* Görüntü üzerine müzik yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?

Erdal Güney: Şimdiye kadar hayata dair ne biriktirdiysek, müziğimize onlar yansıyor. Hayatı algılayarak yaşamaya çalışan insanlarız. Sinema yedinci sanat dalı. Biz de bu sanat dalına müzikal tatlarla dahil oluyoruz.

* Bir projenin başarılı olup olmayacağını nasıl anlıyorsunuz?

K.S.G.: Proje geldiği zaman kendisini belli ediyor zaten. Bir de; hayatın zenginliğini bir yerinden yakalayabilen bir iş mi, ona bakıyoruz. Sadece konusuyla değil, konuyu işleme biçimiyle de bu zenginliği yakalamışsa, kabul ediyoruz zaten.

E.G.: Bir dilinin olması lazım. Bir de etik unsurlar var tabii; cins, ırk, kültür ayrımı varsa, bunlar çok tercih edilecek projeler olmuyor.

* Bir dizide müzik ne kadar önemli?

Hüseyin Yıldız: Çok önemli. Ama diziyi ayağa kaldırmak, diziyi bir yere oturtmak adına yapılan müziği de kabul etmiyoruz. Bu çok popülist bir kaygı. Müzik doğallığında ve özenli bir şekilde üretildiğinde, insanlara bir şekilde nükseder. Bu kaçınılmaz bir sonuç. Tabii müziğin, sinema ve dizi için ciddi bir yürütücü mekanizma olduğu da bir gerçek.

* Aranızda iş bölümü veya dizi paylaşımı var mı?

K.S.G.: Bir ameliyatı beraber yapmak gibi… Birisi neşterden, diğeri makastan tutuyor. Bir diğerimiz oksijeni veriyor. Ortaya da ürün çıkıyor zaten.
Önde ve tanınır olmak bizi çok mutlu etmiyor

* ‘Elveda Rumeli’nin müziklerinin albümü çıkıyor, değil mi?

İrşad Aydın: ‘Elveda Rumeli’nin müzikleri, Balkanlar’da çok büyük araştırmalardan sonra yapıldı. Dizi müzikleri yapılırken iki ana tema vardır, bu temalar çerçevesinde dizi götürülür, diye tanımlanır. Diğer çalışmalarımız buna örnek olabilir belki ama ‘Elveda Rumeli’de inanılmaz geniş bir repertuvar söz konusuydu. Albüm şu anda hazırlanıyor, önümüzdeki günlerde çıkmasını bekliyoruz. Abartılı bir laf olmasın ama albümün içinde yok yok gibi geliyor bize. Şu ana kadar dizide kullanılan bütün müzikler, ezgiler ve sözlü parçalar yer alacak. Bunlara ek olarak başka parçalar da olacak.

SÜRPRİZLER VAR

* Albümde sürprizler de var mı?

K.S.G.: Dizinin oyuncularından Gülçin Santırcıoğlu ve Tuna Orhan’ın yaptığı bir düet var. Muammer Ketencioğlu ve Kadın Sesleri Topluluğu’nun seslendirdiği iki parça yer alacak. Bir de, Makedonya’nın en büyük bestecisi olarak tanımlanan 82 yaşındaki Hayri Demirovski’nin seslendirdiği kendi bestesi olacak. Ayça Damgacı ve arkadaşlarının oluşturduğu bir Balkan grubu var, onların seslendirdiği Arnavutça bir parçamız var. Ayrıca bizim çeşitli sahneler için yaptığımız parçalarımız da yer alıyor.

* Şarkılarınızı, müziklerinizi herkes biliyor ama yüzünüzü bilen yok, neden?

E.G.: Bu bizim bir tercihimiz aslında. Önde ve tanınır olmak çok mutlu eden bir şey değil. Ben sahneye çıkmış ve bundan da çok rahatsız olan birisiyim. Ama mecburen televizyona, gazeteye çıkmak zorunda kalıyoruz. Bu bizim dışımızda işleyen bir şey.

Kemal Sahir Gürel: 1985 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na girdi. Kaval, bağlama ve perküsyon çalıyor. 2002 yılından bu yana dizi ve film müzikleri yapıyor.

İrşat Aydın: İlkokul çağlarında mandolin ve bağlama çalmaya başladı. Uzun yıllar Almanya ve İsviçre’de bağlama ve gitar kursları verdi.

Ayşe Önder: Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü ve Amerika Hardford Üniversitesi mezunu. Şu an Ankara Devlet Konservatuvarı’nda ders veriyor.

Hüseyin Yıldız: Müziğe bağlama ile başladı. Kadıköy Belediyesi Konservatuvarı’na girdi, dört ay sonra ayrıldı. 21 yıl ara verdiği müziğe Gürel’le dizi müzikleri yaparak tekrar başladı.

Erdal Güney: Müziğe bağlama çalarak başladı. Fransa’da ve Berlin Alman-Türk Akademisi’nde bağlama ve halk müziği dersleri verdi.

Sabah-Günaydın
20.06.2008